Bir Seslendirmende Diksiyon Neden Önemlidir?
İyi bir seslendirmenin; verilecek olan mesajdaki duyguları iyi aktarabilmesi için doğru bir sese ve düzgün bir söyleyiş şekline sahip olması gerekir. Söyleyiş yani Diksiyon, konuşmanın anlaşılır olması için sözlerden daha önemlidir.
TDK, Diksiyon’u; “Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak söyleme biçimi” şeklinde tanımlamıştır.
Diksiyon kelimesi, Latince ‘dictio’ ve ‘distus’ sözcüklerinden Fransızcaya ‘diction’ olarak, Fransızcadan da dilimize ‘diksiyon’ olarak geçmiştir. Latince’de “Dictio; söz söylerken sözcüklerin seçilmesi, düzeni, aynı zamanda düşünceyi kolaylıkla anlatma tarzı” demektir.
Diksiyon; konuşurken, duygu ve düşüncelerimizi üslubuna uygun olarak anlatmak için sesi doğru kullanma sanatıdır. Bu nedenle sesin uyumu, söylenişi, sözcük hecelerinin uzunluğu / kısalığı yerli yerinde gerektiği ölçüde uygulanmalıdır. Seslerin boğumlanma noktaları, tonlama, vurgu, ulama, durak ve ritmin söze uygunluğu diksiyonun başarısını getirir. Bu noktada doğru nefes kontrolü kilit noktadır.
Boğumlama, heceleri iyi anlaşılacak şekilde söylemektir. Çoğu insan dudaklarını iyice hareket ettirmeden konuşur ve bu kişilerin söylediklerinin çoğu anlaşılır değildir. Bazen böyle durumlarda konuşan kişiye “daha yüksek sesle, söyle” denildiğinde bu uyarının sebebi, kişinin alçak sesle konuşmasından dolayı değil; istenilen ölçüde sözleri boğumlandırmadığı içindir. Seslerin dinleyiciler tarafından sağlıklı olarak duyulması yüksek sesle konuşulmasından ziyade hecenin düzgün boğumlanmasına bağlıdır.
Diksiyonun temel unsurları olarak fonetik, seslerin doğru çıkarılmasıyla ilgilenen bir alandır. Boğumlanma, seslerin birbiri ardına tam ve tok şekilde kaybolmadan çıkarılmasıyla ilgilenir. Vurgu ise söyleyişteki monotonluğun kırılmasını sağlayan bir durumdur.
Boğumlama çalışmalarında öncelikle sesi oluşturan fiziki organlarımızın eğitilmesi gerekir. Özellikle ünlü ve ünsüzlerin oluşumunu sağlayan ağız bölgesi organlarının eğitilmesi şarttır.
Hatalı harf çıkışlarını düzeltmek için bazı çalışmalar vardır. Örneğin;
Bütün seslerin boğumlama noktaları ve boğumlanacak seslerle ilgili tekelermeler hali hazırda birçok kaynakta mevcuttur.
‘k- r; s- ş- z’ harflerinin bir arada olduğu tekerleme ise Türkçe’nin en uzun tekerlemesidir;
Bu tarlaya bir şinik kekere mekere ekmişler. Şu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuk dadanmış. Şu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuk dadanmış. Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuğa; “Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dananan boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuksun?” demiş. O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuk, bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuğa; “Sen ne zamandan beri o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dananan boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuksan ben de o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dananan boz ala, boz başlı, boz tüylü bir boz pis porsuğum” demiş.
Sanat Güneşimiz Zeki Müren bakın bu tekerlemeyi nasıl doğru seslendirmiş …