Dünyanın her yerinde meslek gruplarının iş tanımları neredeyse aynıdır. Bir doktor Amerika’da da, Türkiye’de de, Afrika’da da aynı iş tanımına sahiptir, dolayısıyla da aynı işi yapar. Tabi ki ülkelere göre ufak farklılıklar gösteren durum ve meslek grupları vardır, fakat teoride hepsi aynıdır. Bir işi başka ülkelere göre farklı kılan nasıl bir toplum ve düşünce yapısında bu işi yaptığınız, o ülkenin insanları ve yaşayışıyla alakalıdır. Seslendirme sanatçılarının, yaşadıkları ülkelere göre iş tanımları değişmiyor, fakat her ülkede bu sektörün nasıl gelişim gösterdiği ve neler yapıldığı farklılık gösteriyor. Sonuç olarak seslendirme sanatçılarının yaptıkları işler her ülkede aynı.
Seslendirmenin tarihine bakacak olursak, çok uzak bir zamana dayandığını söyleyebiliriz. Televizyonlar ilk çıktığı zaman sessiz fakat hareketli resimlerden oluşan birer ekrandan ibaretti. Ne zaman ki ekranlar hareketli resimler olmaktan çıkıp, sesli filmler çekilmeye başladı, o zaman seslendirme de bir meslek olarak ilk adımlarını atmaya başlamış oldu. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de o zamanlar seslendirme diye bir şeyin varlığın haberdar olundu ve ilk kez seslendirme adı duyulmaya başladı. Sektör ilk çalışmalarına başladığında tiyatro sanatçıları bu işi başarıyla yapıyordu. Hatta bu konuda öyle başarılıydılar ki seslendirme konusunda çıta oldukça yüksekti. Çalışma prensiplerine uygun olarak seslendirme konusunda bazı kurallar koyarak, bu mesleğin temellerini o zaman atmışlar. Dönemin seslendirme sanatçıları o kadar başarılıymış ki, ülkemizi dünyanın en iyi seslendirme yapan ülkeleri arasında ilk üçe sokmayı bile başarmışlar. İşini ciddiye almak ve başarıyla yerine getirmek bu değil midir? Düşünün, daha önce varlığından bile haberdar olmadığınız bir işi yapıyor ve yaptığınız iş sayesinde büyük başarıları imza atıyorsunuz. Etkileyici, aynı zamanda yapabileceğinize olan inancınızı da besliyorlar.
Başlangıçta tek kanallı televizyonlar olduğu için bu işi tiyatro sanatçıları rahatlıklar yerine getiriyormuş. Zamanla ve teknolojinin ilerlemesiyle tek kanallı televizyon dönemi yerini çok kanallı televizyon dönemine bırakmış. Böyle olunca da haliyle seslendirme konusunda tiyatro sanatçılarının iş yükü artmış ve o zaman bu sektöre yeni insanlar kazandırılması gerektiğinin farkına varılmış. Bu durumda yapılması gereken şey sektör için yeni bireyler yetiştirmek diye düşünülmüş ve ilk o zaman insanlar seslendirme eğitimlerini almaya başlamışlar. Birbiri ardında açılan seslendirme stüdyoları sayesinde eğitimini tamamlayan seslendirme sanatçısı adayları, bu stüdyolarda işin ehli olan insanlarla birlikte çalışıp, işi öğrenmeye çalışmışlar. Bir nevi stajyerlik sürecinden geçmişler. Ta o zamanlardan başlayan bu eğitim süreci günümüze kadar böyle devam etmiş ve günümüzde bu işi meslek haline gelmesine vesile olmuştur.
Belli bir noktadan sonra kanalların ve dijital platformlarında artmasıyla birlikte seslendirmeye talep arttı ve seslendirme sanatı ciddi bir sektöre dönüşümünü tamamlamış oldu. Şu an birçok seslendirme sanatçısı bu işi yapmakta, bir o kadar da arkadan geliyor. Bu noktada asıl önemli olan ve dikkat edilmesi gereken, böyle bir süreçten geçip bugünlere gelmiş olan bu sektörün bugünde ciddiye alınmasını sağlamaktır. Gerekli eğitimlerini tamamlayan seslendirme sanatçılarına öncelik verilip, onların önlerinin açılması sektörün gelişimine mutlaka kayda değer bir katkı sağlayacaktır.
Oyunculuk Sendikası, seslendirme mesleğinin önemini vurgulamak adına Mikrofon Oyunculuğu gibi bir unvanı kabul ettirmiş, bu durum seslendirme sektörü için güzel bir gelişme olmuştur. Bu sektörün gelişimine katkı sağlayan seslendirme sanatçıları, disiplinleri ve ortaya koydukları başarılı işlerle her geçen gün bu sektörün gelişip büyümesine biraz daha katkı sağlayacaktır.
Seslendirmenin şu an bulunduğu yere bakacak olursak, bu işe gönül koymuş birçok insan var. Seslendirmenin bir sektör, bir meslek grubu haline gelmesi sayesinde, gençler artık bu alanda da çalışıp, kendilerine bir yol çizebiliyorlar.
Dediğimiz gibi, her meslek grubu her ülkede farklı şekilde gelişip, büyüyor ya da sönüyor. Türkiye’de bu işi yapmak için eğitimlerini tamamlayan kişiler, bu konuda adını duyurmuş seslendirme sanatçıları gibi kaliteli işler ortaya çıkarmak için çalışıyor.
Bugüne kadar seslendirmenin ülkemizde nasıl doğup, geliştiğini birlikte inceledik. Teknolojinin zamanla daha da gelişip, karşımıza çıkaracağı yenilikler için, şimdiden bu işe tutunmalı ve eski tiyatro sanatçıları gibi seslendirme işine her geçen gün yeni bir gelişim katarak ilerlemeliyiz.